üstün çocuk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
üstün çocuk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Kasım 2022 Çarşamba

İlkokul Kelimesi Nasıl Hecelenir !

Birleşik Kelimeler Nasıl Hecelenir

Kelimeleri hecelere ayırmak çoğu zaman hepimiz için çok basit bir olgudur. Ta ki bunu çocuklarımıza anlatmaya kalkana kadar.

Bazen cümle sonuna geldiğinde bazende bileşik kelimeleri hecelerine ayırmak istediğimizde bir tereddüt yaşarız. Birleşik kelime;

Tek kelime ile karşılanamayan bir kavramın iki veya daha fazla kelimenin birleşmesi (kaynaşması) yoluyla bazen bitişik bazen ayrı yazılması durumu ile oluşan kelime gruplarına denilir.

    Bitişik yazılan kelimelerin nasıl ayrılacağını TDK şu şekilde açıklar;

   İlk heceden sonraki heceler ünsüzle başlar. Bitişik yazılan kelimelerde de bu kurala uyulur.

   

 İl-ko-kul

 as-la-nağ-zı

 in-sa-noğ-lu

 kah-ve-ren-gi

 ba-şöğ-ret-men

 ka-ra-os-ma-noğ-lu  bunlara bir kaç örnektir.

25 Haziran 2021 Cuma

Pikolo ile Felsefe Öğreniyorum

 



 

Bu seti sadece çocuklar değil ebeveynlerde çok beğeniyor. 5 yaş ve üzeri çocuklar için hazırlanmış 9 kitaptan oluşan bu set, bir çocuğun günlük yaşamında karşılaşacağı sorunlarla nasıl başa çıkacağını, nasıl çıkarımlar yapabileceğini bunun yanında ebeveynler tarafından da kimi zaman başa çıkılması zor durumlarda ne yapılacağı hakkında bilgilendirmek amacı ile hazırlanmış. Ne söyleyeceğinizi nasıl davranmanız gerektiğini bilemediğiniz ya da ne yapsam fayda etmedi buna nasıl çözüm bulacağım dediğiniz konularda size yardımcı olacak eğitici bir set.

Kitabın ilk kısmı Pikolo’nun hikayesini dinlediğimiz, dinlerken de ben olsam nasıl cevap verirdim nasıl davranırdım dediğimiz kısım.

Kitabın ikinci kısmı ise Pikolo'nun Felsefe Atölyesi. Kitap boyunca yer alan düşünceleri çeşitli oyun ve etkinliklerle devam ettiriyor.




Evde ve Okulda kullanıma son derece uygun. Okuma bilmediği dönemde sizin çocuğunuza okuyacağınız. Sonrasında ise onun size okuyup arkasındaki etkinlikleri beraber yapabileceğiniz bir seri.

Çocuklarımız kitabın kahramanı Pikolo ile hem keyifli zaman geçirip hem bilgilenecekler.
 

Ahh Hasta Oldum!

Pikolo bir gece ağlayarak uyanır. Canı çok yanmaktadır. Annesi onu yatıştırır ve yarın bir diş hekimine gitmeleri 
gerekeceğini açıklamaya çalışır. Pikolo dişçiye gitmek istemez, sadece ağrısının hemen dinmesini ister.“
Ne yanlış yaptım ki dişim ağrıyor?”

 

Bana Kırmızı Motor Al

Pikolo annesiyle süpermarkete alışverişe gider. 
Orada çok güzel, oyuncak bir motosiklet görür.
Annesi almayı reddeder.
Pikolo ısrar etmekten vazgeçmez, eder de eder…

Annesi bu durumda nasıl başa çıkacak dersiniz?

 

Ben Artık Büyüdüm

Pikolo anlayamıyor: Dışarı çıkıp sokakta oynamak için küçük ama iş yemek masasını hazırlamaya geldiğinde büyük.
Büyük olmak ne demek?
Büyük olduğunda da eğlenceli vakit geçirebilmek mümkün mü?
Zaten büyük olan bir kişi daha büyük olabilir mi?

 

14 Haziran 2021 Pazartesi

Bebeklere İngilizce Öğretmek İçin 9 Öneri!

 

 

   İngilizce öğretmek günümüzde anne ve babaların önemsediği ve öncelik verdiği bir konu. Bu sebeple erken dil eğitimi için neler yapılabileceği en çok aranan ve merak edilen konuların başında geliyor. 2 yaşın dil eğitimi için ideal bir dönem olduğu söylenir ama ben o zamana kadar bekleyemeyenlerdenim.

Her iki çocuğumda da sıfır yaştan itibaren dil çalışmalarına başladım. Her çocuğun dil yeteneği ve gelişimi tabi ki farklıdır. Yine 1 yaşındaki çocuğa verilen eğitim ile 4 yaşındaki çocuğa verilen eğitimde aynı değildir. Ben kısaca kendi yaptıklarımdan ve başka neler yapılabileceğini listelemek istedim.

 

1-  Bebeğinizi İngilizceye maruz bırakın

Bunun için ilk olarak İngilizce ninniler dinlettim. Youtube dan tabi ki çok yararlandım. Bazı uygulamalar kullandım. En güzel 5 ninniye buradan ulaşabilirsiniz. 

 

Numbers

2-  Her iki dili aynı anda öğretmeye çalıştım.

Her yeni kelimeyi öğrenirken İngilizcesini de söyledim. Tabi ki bunu oyun oynarken yaptım. Flash kartlardan görsellere bakarken yaptım. Birçok kelime de İngilizcesi daha kolay geldiği için ilk İngilizcesini öğrendiği oldu.

 

3-  İngilizce bilen dadı ya da bakıcı tercih et!

Ben bu tavsiyeyi kendim uygulayamadım. Ama bunun yerine ilk çocuğumu anadili İngilizce olan bir kreş bulup ona verdim. Zaten çalışıyordum ya bakıcı ya kreş olacaktı. O zamanlar uygun bir bakıcı maalesef bulamadım. Kreş tercihimden de asla pişman olmadım. İkinci çocuğumu ise kendim büyütmek kısmet oldu. Eğitim ve İngilizce kısmında birebir ilgilendim.

 

4-   Aynı kitapları defalarca oku !

Hem Türkçe hem de İngilizce aynı kitapları defalarca okuduk. Zaten çocukların nerdeyse hepsi bir kitaba uzun süre takılıp aynı kitabı defalarca okumak isterler. Ben kitapları okurken aynı kitabın hem İngilizcesin hem de Türkçesini okudum. Bazen aynı kitabı iki dilde de aldığım oldu ama bu çok sıklıkla olamadı tabi. Çoğunlukla İngilizce okuduğum kitapları bazen de Türkçe okudum ona.

 


5-  Sesli Kitaplar aldım.

İngilizce telaffuzu fazla bozmamak adına, CD li kitaplar aldım. CD den dinleyip kitaptan takip etti. En çok bu kitapların faydasını gördüm. İş yaparken CD yi açıp kitabı önüne koyuyordum. Kendi kendine bakıp dinliyordu. Kulağının İngilizce ile dolmasını sağladılar.


6-   Oyun ile öğretme zamanı    

 Biraz daha büyüdükçe,  2 yaşa doğru,  oyun kurmaya başladık. Kelimelerin anlamlarını söyledikten sonra fiillerle birleştirmeye başladım.  Araba deyip, araba sürerek, elma dedikten sonra elmayı yiyerek, elmayı yiyorum şeklinde hem Türkçe hem İngilizce bildirimde bulundum.  İnanılmayacak kadar kısa sürede hepsini tekrarlıyordu. 

The Sun

  

7-  Görsel Eğitim - Resimlerle ve faaliyetlerle öğrenme

Akşamları bebeğim yattıktan sonra saatlerce faaliyet hazırladım. Oyunlarla, resimlerle öğrenmesini, öğrendiğini anlamadan öğrenmesini sağlamaya çalıştım. Ders gibi değil faaliyetler içine sıkıştırmaya çalıştım. Buraya resimlerini ekledim.

  

8-  İngilizce eğitim veren kurs ve kurumlar

Kreş kısmı hariç bu kurslardan ben faydalanmadım. Ama İngilizcesini yetersiz görüp ya da çocuğunun daha akıcı daha hızlı öğrenmesini isteyip bu desteği alan bir çok kişi biliyorum. Gerçekten çok faydalandılar. Değerlendirilebilir bir seçenek olduğuna inanıyorum.

 

9-  İngilizce çizgi filmler ve eğitici videolar

Televizyon, ekran süresini mümkün olduğu kadar kısıtlı tutmaya çalışsakta, sıfırlamak imkansız. Bu sebeple çizgi film seyrederken hep dil seçeneği İngilizce de oldu. Mümkün olduğunca seçerek çizgi filmlerin eğitici olmasına dikkat ettim. Çizgi filmlerden ve telefon app lerinden de çok faydalandığımızı söyleyebilirim.

 

 

Bebeklerinize İngilizce öğretmenin kolay olmayacağını, özellikle Türkçe’ye sürekli maruz kaldıklarını düşünerek, bunun uzun süreli bir çalışma olacağını ve asıl olanın eğlenerek onları sıkmadan ilerlemeniz gerektiğini unutmayın.

Sık sık tekrar yapın ve mutlaka her gün yukarıdaki maddelerden en az iki veya üç tanesini uygulayın.

Bir gün İngilizce çizgi film seyrederken ‘aaa anne bak şöyle dedi, o yüzden böyle olmuş ‘dediğinde içiniz neşe ve gururla dolacak. O güne kadar sabırlı olup çocuğunuza güvenin.

8 Aralık 2020 Salı

EĞİTİM ŞART

 EĞİTİM ŞART 

Bu slogan Cem Yılmaz ile meşhur olmuş olsada her zaman evimizin olmazsa olmaz kuralı buydu.

Eşim ile  hem fikir olduğumuz en önemli konu çocuklarımıza miras olarak bırakmamız gerekenin eğitim olduğudur. Eğitim derken sadece gittiği okul değil tabiki. Kültürel birikim, kişisel güven, yabancı dil, özsaygı vs. vs. 

Bu isteklerimizi karşılayacak bir okul olmadığı olsa bile maddi olarak gönderme imkanımız olmadığı için kolları sıvadık ve iş başa düşer deyip eğitime başladık. 

Çocuklarımızın eğitimi ile birebir kendimiz ilgileniyoruz. Okulda neler öğrenip öğrenmediklerini kontrol edip eksiklerini tamamlıyoruz. Tamamlamaya çalışıyoruz daha doğru olur. Eksik o kadar çok ki :-(

Okullar maalesef beklentilerimizin çok altında. Ezber eğitimden hala bıkmadılar. Biz ise bu ezbercilikten kurtulsun sorsun sorgulasın istiyoruz. Bunu okullarında karşılayamadıkları içinde biz devreye giriyor. Lafı çok uzatmadan bugünkü konuya geleyim. 

Yaşadığı dünyalarını öğrenmeleri ve onu keşfetme sevgisini içinde barındırmaları için çocuklarımın ikisinede 3 yaşına geldiklerinde birer dünya haritası aldım. Mümkün olduğunda dünyamızı onlara tanıtmaya anlatmaya çalıştım. Kızım 4 yaşında iken haritanın üzerinde 50-60 ülkeyi gösterebiliyordu. Bazen ülkelerin bazende kıtaların üzerine konuşmalar ve incelemeler yapıyorduk. 

Dünya Siyasi Haritası 
Örneğin Avustralya kıtasında yaşayan hayvanlar veya hangi ülkeler daha soğuktur neden gibi konular ile harita üzerinde inceleme yapıyorduk. 

Sizlerede önerim bir harita alıp odasının duvarına asmanız. Zaman zaman incelemeniz ve üzerine konuşmanız. O kadar farklı soru ve görüşler duyacaksınız ki eminim çok şaşıracaksınız.

Dünya Fiziki Haritası
Hadi çocuğunuzun sorduğu soruyaları bana da yazın :-)


Bu arada arayıp en hesaplı olduğunu düşündüğüm haritayı sizinlede paylaşmak istedim.  Renkleri canlı ve ebatları yeterli. Ayrıca diğer örneklerinden daha hesaplı. 

Hadi bakalım eğitim evde başlar,  bu pandemi döneminde de evde biter diyerek kolları sıvayalım. Herkese sağlıklı günler ve bol sabırlar.

Sevgiler. 


2 Haziran 2020 Salı

Çocuklar İçin Kodlama



Merhaba
uzun bir aradan sonra yazmak beni o kadar mutlu etti ki anlatamam. Bu heyecanı bu mutluluğu özlemişim. Neden bu kadar ara verdim? Hepimiz de olduğu gibi bazen hayatın daha acı yüzlerini görebiliyoruz. Bazı kayıplarım oldu :-( Toparlanma sürecimde bir çok şeyden uzak kalmayı tercih ettim. 
Bunun yanı sıra, iki çocuk ve yoğun iş hayatı ile her şeye birden yetişememeye başladım. Neticede ne kadar süpe rkadın modunda olsam da  hem bir eş hem bir anne hem çalışan kadın olarak benim de limitlerim olduğunu farkettim.  


Bu araya ihtiyacım vardı...

Şimdi ihtiyacım olan ise yine yazmak ve paylaşmak.


Kodlama
Bu aralar oğlum kodlamaya takılmış vaziyette.  Bunlar geçen sene ilk yaptıklarımızdan. O yüzden ilk bunları paylaşmak istedim. Bu resimleri pinterestte görmüştüm ama onlar kalemle boyamışlardı. Bense motor gelişimi için elişi kağıtlarından kareler çizdim ona kestirdim ve pritt ile aşağıdaki komutlara göre yapıştırdık. Böylesi daha çok hoşumuza gitti ve daha çok kazanım olduğuna inanıyorum.


15 Şubat 2017 Çarşamba

Çocuklarda Dikkat Eksikliği



       ÜZE olsun olmasın günümüz çocuklarında en sık karşılaştığımız sorun dikkat eksikliği.  O kadar çok uyaran o kadar çok görsel dikkati dağıtıcı materyal var ki çevrelerinde dikkatleri dağılmasında ne olsun.  Akıllı telefonlar hayatımıza girdiğinden beri biz yetişkinler bile eskisi gibi değiliz. Hayata gözlerini açtığında telefon, I pad ve televizyonla tanışan bebeler ne yapsın.  Bir de üstüne üstlük binbir çeşit renkli rünklü oyuncak. 

Dikkat Eksikliği

     Şimdiler de kiminle konuşsam herkes çocuğunun dikkatsizliğinden  ve yerinde duramamasından şikayet ediyor. Dikkat dağıtıcı materyalin çok olduğu ortamlarda genel sonuç olarak çocuklar bir ona bir buna koşturuyorlar. Nasıl ki oyuncakçı dükkanına girdiğimizde bizler bile hangisine bakacağımızı şaşırıp hangisini alsak diye bir o oyuncağa bir bu oyuncağa bakarız. İşte şimdiki çocuklar zaten o oyuncakçı dükkanında yaşıyorlar. Her yerde ilgilerini çekecek dikkatlerini dağıtacak bir şeyler var. Hangisini almaları gerektiğine bir türlü karar veremeyip hepsini birden almak istiyorlar.

14 Şubat 2017 Salı

Bilsem Sınavına Hazırlık






Kitapçıları gezmekten çok keyif alırım. Kapısının önünden geçiyorsam ve içeri girecek vaktim yoksa, geçerken bile kedinin ciğere baktığı gibi bakarım. Kızımda bana benzemiş. Beraber kitapçıya gittiğimizde bizi dışarıya doğru itekleyen birinin olması şart yoksa çıkamıyoruz.
         Yine kızımla beraber yaptığımız bir kitapçı ziyaretinde, her yeri altüst ediyorduk, üzerinde ‘’Bilsem Sınavına Hazırlık ’’  yazan kitapları gördüm.  İtiraf ediyorum algılamam bir kaç saniyemi aldı.

  Nasıl yani Bilsem sınavına hazırlanılıyor muymuş? Niye, neden sorularını kovalayan bir çok soru aynı anda kafamda uçuştu. Kitaplardan birini almak için eğildiğimde gördüm ki çeşit çeşit, sınıf sınıf çok sayıda yayınevine ait kitap var. İnanamadım.
  Bana bu kadar inanılmaz gelen şey insanlara normal geliyor olmalıydı ki bu kadar çeşitlilik vardı. Sonrasında internet üzerinden bununla ilgili paylaşımları görmek istedim. Bir arama yapayım dedim Bilsem Sınavına Hazırlık yazdım. Asıl şoku o zaman yaşadım. Bir de bunun için kurslar açılmış. İnternet üzerinden online bağlanarak çocukları bu sınava hazırlıyorlarmış. Resmen bir Pazar oluşmuş.

23 Mayıs 2016 Pazartesi

Her Çocuk Üstün Zekalı mı? Zeka Genetik mi Yoksa Öğrenmeye mi Dayalı?


Her Çocuk Üstün Zekalı mı? Zeka Genetik mi Yoksa Öğrenmeye mi Dayalı?



       Sosyal çevre ve eğitimin zeka gelişimi üzerindeki etkileri oldukça fazladır. Dahiler tüm yeteneklerini doğuştan kazanmışlardır ve hiç bir çalışma yapmadan bu yeteneklerini kullanıyorlar demek çok yanlış.  Bu insanlar doğuştan gelen yeteneklerini eğitim, çalışma ve sosyal çevrenin etkisi ile geliştirerek belli bir düzeye ulaştırırlar.

      Hepimiz belirli bir zeka düzeyine sahip olarak dünyaya geliriz ve ne kadar uğraşırsak uğraşalım farklı bir gen yapısına sahip özellikler edinemeyiz. Aynı şekilde başkaları da bizim gen yapımıza sahip özellikleri edinemezler. Nasıl ki saç rengi, göz rengi, boy uzunluğu gibi fiziksel faktörler genlerimiz vasıtası ile bize geçiyorsa zeka da aynı genler üzerinden sahip olduğumuz bir özelliktir.

     Zekanın Kalıtsallığı

    Uzun yıllardır yapılan bilimsel araştırmaların merkezinde, zekanın genetik faktörlere bağlı olduğu fikri yaygın bir görüş olarak kabul görmektedir. Bazı araştırmacılar zekanın X kromozomu ile taşındığı sonucuna varmışlardır. Almanya'nın ULM Üniversitesi'nde yapılan araştırmalar zihinsel yeteneklerimiz ile ilgili genlerin yaklaşık %16 sının bu gen üzerinde olduğunu ortaya çıkarmışlardır. Bu oran oldukça yüksek kabul edilir. Ancak zekanın ve yeteneğin tek bir gen üzerinden değil bir çok farklı gen üzerinden aktarıldığı hatta sadece anne ve baba genlerine bağlı  değil kalıtımsal olarak amca, dede, anneanne, dayı gibi yakın akrabalardan olabileceği gibi daha uzak akrabalardan da aktarılabileceği sonucuna varılmıştır.

15 Kasım 2015 Pazar

BILSEM 2015-2016 Başvuruları başladı




ÜZE 2015-2016 Bilim ve Sanat Merkezleri öğrenci seçim takvimi 09 Kasım 27 Kasım 2015 tarihleri arasında olarak açıklandı. 

Bu sene ilk defa 1. sınıfları da sınava alacak olan Bilsem'ler 70 ilde 83 noktada hizmet veriyor.

2015-2016 eğitim öğretim yılında ilkokul 1.2.3.ve 4. sınıfa devam edip resim, müzik ve genel zihinsel yetenek alanlarında akranlarından ileri düzeyde farklılık gösterdiği düşünülen öğrencilerin sınıf öğretmenleri tarafından aday gösterilmesi ile BILSEM öğrenci seçim süreci başlayacaktır. 

3.ve 4. sınıflar için merkezi sınav sistemi ile seçim yapılacak olup, 1. aşamayı geçenler grup taraması için birebir mülakata girecekler. 

Sınav sonuçları 10.08.2016 tarihinde www.meb.gov.tr adresinden duyurulacak.


18 Mayıs 2015 Pazartesi

Üze Çocukların İlgi Alanlarının Keşfedilmesi -3-

Bu yazıdan önce yayınladığım iki makalede (1. ve 2.)  bahsettiğim gibi, üstün zekalı ve üstün potansiyelli çocukların yeteneklerini ortaya çıkarmak  her zaman çok kolay olmayabiliyor. Bazen deneme yanılma yoluna gidilebilir. Bir çok şeyi deneyerek çocuğun hangisine yeteneği olduğu en önemlisi de hangisini yapmaktan zevk aldığını anlamaya çalışabilirsiniz. Bu da bir yöntemdir. 

Biz de zaman zaman bu yöntemi uygulamak istedik. Ama bizde genelde kızım istediklerini bilen yapmak istemediği şeylere karşı tamamen kapalı olan bir tutum izlediği için bu yöntemde zorlandık. 
Denemek yerine yapanları gözlemlemeyi ve kendisine uygun olup olmadığına karar vermeyi tercih etti. Bazen ısrar ettim sadece gözlemlemenin yeterli olamayacağı durumlar olduğunu denemesi ve kendisine uygun olup olmadığına o şekilde karar vermesini istedim. Ancak benim ısrarımla denese bile hemen hemen her zaman istemediği şeklinde  ön yargı oluşturduğu  için olumsuz yanıt verdi. 

Bazen haklı olduğunu düşündüm... Neyi isteyip neyi istemediğine ben onun yerine karar vermemeliydim. Anne baba olarak çocuğumuz için doğru olanı bildiğimize inandığımız zamanlar vardır. Doğru bildiklerimizi öğretmeyi, çocuğun hayatını kısıtlamadan yada onun yerine seçmeden uygulamayı her zaman başarabiliyor muyuz?
Deniyoruz tabi. Müzik aleti seçiminde olduğu gibi...






Üstün zekalı ve üstün potansiyelli çocukların yeteneklerinin açığa çıkarılması konusu olduğunda mutlaka bir müzik aleti işin içine giriyor. Zaman zaman televizyonlarda ve gazetelerde okuduğumuz ''5 yaşında dahi çocuk piyano çalıyor '' haberleri ile karşılaşıyoruz. Tabi her Üze çocuğun bir enstrüman çalması gerekmiyor. Ama ya yeteneği varsa kısmı akla geliyor. Yine ilk akla gelen müzik aleti piyano oluyor. Araştırmalar, özel dersler, çalışmalar devreye giriyor.

Bizde kızımız 5,5 yaşındayken piyano derslerine başladık. Kesinlikle bir müzik dâhisi değildi onu  anlamıştık. Yani ilk 1 ayda  hemen Mozart çalmaya başlayamamıştık :-) Ama piyano çalmayı seviyordu derslere keyifle gidiyordu. Yaklaşık 1 sene kadar bu derslere devam ettik.

Derken ilk okula başladı, okulda da müzik dersi için müzik aleti seçmesi gerekiyordu.4yıl boyunca müzik derslerine bu enstrüman  ile devam edeceklerdi. Öğretmenler okul açıldığında bu bilgiyi vermişlerdi okul açıldıktan en geç 2 hafta içerisinde de hangi çocuğun hangi enstrümanı çalacağı belirlenecekti. Biz bu konuda düşünmedik bile zaten piyano çalıyordu piyanoya devam edecekti.
Okulun ikinci haftasıydı kızım okuldan öğretmeninin cep telefonundan beni aradı. Oldukça heyecanlıydı hatta konuşurken heyecandan kelimeleri yutuyordu.
''Anne ben enstrümanımı buldum '' diye bağırıyordu. İlk önce anlam veremedim söylemek istediğine. Sonra müzik dersinde yapacakları enstrüman seçimi aklıma geldi ''evet kızım seçtin mi müzik aletini bir sorun oldu mu piyanoda dedim''. Piyano talebi çok yoğun olduğu için bazen sınıflar çok kalabalık oluyor ve öğretmenler çocukları deneyerek bu sayıyı azaltıyorlardı. Ama nasılsa sorun olmaz 1 senedir piyano çalıyordu.

''Hayır anne benim enstrümanım keman, ben keman çalmak istediğimi anladım. Harika bir sesi var. Kemana bayıldım.'' dedi.  İlk şaşkınlıktan sonra kızım napıyorsun sen piyanoyu 1 senedir çok ilerlettin keman nerden çıktı. 2 gün sonra vazgeçilecek bir şey değil bu seçtikten sonra ilkokul boyunca bu aleti çalacaksın desemde, bizimki kararını vermişti. ''Ben keman çalacağım'' dedi ve telefonu öğretmenine verdi. Kısa bir konuşmada onunla yaptık. Akşama konuşuruz belki aklı başına gelir diyip telefonu kapattım.






Aradan 5 sene geçti kızım kemanına hala tutkuyla bağlı....
Biz onun için iyi olacağını düşündüğümüz şeyi ona direttik ama o yapmak istediğini biliyordu. Kesinlikle taviz vermedi. Keman piyanoya göre çalınması çok zor bir alet olmasına  hatta yaylı çalgılar içinde en zoru olmasına rağmen, hiç bıkmadı. Bıkmıyor...
O gün piyano bizim için bitmişti.( Fenada olmadı sanırım, en azından eve piyano almak zorunda kalmadık :-))
Bazen yolunu bulmasına izin vermemiz gerektiğini, bizim yapmak isteyipte yapamadıklarımızı ona yaptırtmaya çalışmamamız gerektiğini bu şekilde bize öğretmekten hiç yorulmadı.  Ama biz de değişik öneriler bulup ona sunmaktan hala vazgeçmiyoruz :-)
Bu şekilde yol alındığını iki tarafta anlıyor sanırım...


9 Mayıs 2015 Cumartesi

Bebeklerin Zekası Nasıl Geliştirilir?

Zeka, zihnin öğrenme, öğrenilenden yararlanma, soyut ve somut nesneler arasındaki ilişkiyi kavrayabilme, muhakeme edebilme, yeni durumlara uyabilme ve yeni çözüm yolları bulabilme yeteneğidir.

Bebeklik döneminde üstün zeka nasıl fark edilir  yazısında değindiğimiz gibi zekanın bir kısmı öğrenmeye dayalıdır. Bebeklerin var olan zekasını geliştirmek ve arttırmak için neler yapılabilir?

  • Yapılan araştırmalara göre anne sütü ile beslenen bebeklerin IQ su mama ile beslenen bebeklere göre daha yüksektir.
  • Kaliteli ve kesintisiz uyku bebeğin fiziksel gelişimi için yararlı olduğu kadar zihinsel gelişimi için de yararlıdır.
  • Anneanne babaanne yada bakıcı tarafından büyütülmek yerine annesi tarafından bakılan anne sevgisini ile yetiştirilen bebeklerin IQ larının daha yüksek olduğu görülmüştür.
  • Yine aynı şekilde annesi tarafından büyütülen bebeklerde dikkat dağınıklığı daha az görülmektedir.
  • Bebeklik döneminde çok fazla televizyon seyrettirilen bebekler otizm, zeka geriliği, öğrenme güçlüğü, dikkat eksikliği gibi sorunlar yaşarlar. Televizyonda hızla değişen görüntüler bebeğin beynine çok fazla uyaran göndermektedir. Büyüdüklerinde bu çocuklar kitaplardan zevk almamaktadırlar. Hızlı görsel değişiklik olmaması nedeni ile kitaplar onlara sıkıcı gelmektedir. Okul hayatında başarılı  olamamaktadırlar.
  • Beyin gelişiminin %80 i 0-3 yaş arasında tamamlanır. Bu dönem kritik bir dönemdir. Görsel ve işitsel uyaranlarla beyin gelişimi desteklenmelidir. Farklı fotoğraflar gösterilmeli, müzik dinletilmeli, farklı sesler (hayvan sesi, su sesi vb) duyması sağlanmalı ve sürekli konuşulmalıdır.
  • Bebeğinizle konuşurken gözlerine bakıp göz teması kurun ve sık sık ismini söyleyin.
  • Çamaşır makinesi, fön makinesi, elektrik süpürgesi gibi sesleri bebeğinize dinletin. Bunları artık rahatlıkla internetten bulabiliyorsunuz. Bu sesler bebeğin anne karnında duyduğu seslere benzer. Bu sesleri dinlemek beyindeki sinaptik bağlantıları geliştirecektir. Ayrıca bebeğinizi sakinleştirecek ve uyumasını kolaylaştıracaktır.
  • Duyma ve görme duyularının gelişimi için farklı yüz ifadeleri yapıp değişik sesler çıkartın. Onun yüz ifadesini ve çıkarttığı sesleri taklit edin.

6 Mayıs 2015 Çarşamba

Bebeklik Döneminde Üstün Zeka Nasıl Fark Edilebilir?

Üstün zekalı çocuklar bebekliklerinden itibaren fark edilebilirler. Davranış özellikleri bakımından belirli farklıları bulunmaktadır. Doğumu takip eden ilk aylardan itibaren aşağıda sıralanmış özellikleri ile kendilerini fark ettirirler.



  • Az uyuma (Normal kabul edilen uyku süresinden daha az uykuya ihtiyaçları vardır)
  • Aktiflik
  • Uzun dikkat süresi
  • Göz teması isteme (özellikle konuşurken)
  • Güçlü hafıza (Daha önce gördükleri birini hatırlama ona gülümseme şeklinde olabileceği gibi seyrek olarak gidilen bir oda yada mekanda daha önce ilgisini çeken nesnenin olduğu yere gitmek istemesi gibide olabilir)
  • Hızlı öğrenme (Herhangi bir şeyi bir kez görüp yaptıktan sonra ikinci kez yardıma ihtiyaç duymadan kendisinin yapabilmesi)

5 Mayıs 2015 Salı

Çocuğuma Zeka Testi Nerede Yaptırabilirim?

Çocuğundaki farklılıkları gözlemleyen ve üstün potansiyelli olduğunu düşünen ebeveynler bir süre sonra bunu bir uzmana onaylatmak yada görüşünü alma ihtiyacı içerisine girerler. Bu durumda da nereye ve kime başvurması gerektiği soruları ortaya çıkar. 

Öncelikle RAM (Rehberlik ve Araştırma Merkezi) lara başvurmanızı öneririm. RAM nedir? Çocuğunuzla ilgili özel eğitim veya psikolojik danışmanlık yapan, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ücretsiz destek veren kurumlardır. Her semtin bağlı olduğu bir RAM bulunmaktadır. Çocuğunuz okul çağında ise gittiği okulun bulunduğu semtteki RAM'lar henüz okula başlamadıysa ikametgahınızın olduğu RAM'lar sizinle ilgilenirler.Çocuk henüz okula başlamadıysa anne veya babası RAM'a başvurup zeka testi talebinde bulunabilir. Çocuk okula gidiyorsa bu talebin öğretmenden gelmesini isteyebiliyorlar.

Bazı Devlet Hastanelerinin psikiyatri/nöroloji servisleri de bu hizmeti veriyorlar. En çok tercih edilenin Çapa Tıp Fakültesi olduğunu ancak randevu almanın da bir o kadar zor olduğunu söyleyebilirim. 

Günümüzde zeka testi yapan bir çok kurum ve kuruluşun yanı sıra özel danışmanlık merkezleri de bulunmaktadır.

Ancak özel danışmanlık merkezlerinde yaptırılan testler devlet tarafından kabul edilmemektedir. Örneğin Bilseme başvuru yapacaksanız bu merkezlerden alınan sonuçlar kabul görmemektedir.

1 Mayıs 2015 Cuma

Üze Çocukları Hangi Kelimelerle Övmeliyiz ?

Hepimiz çocuklarımızı çok seviyoruz değil mi...  Ve onları severken onlara çeşitli sıfatlarda yakıştırıyoruz. Yakışıklı oğlum, güzel kızım, zeki çocuğum gibi bir çok sıfat ekliyoruz.
Peki bu benzetmeleri yapmak ne kadar doğru?

''Stanford Üniversitesi'nden Prof. Carol Dweck çocuklarda övgü etkisini inceliyor. Ekibi ile beraber New York'ta beşinci sınıflardan iki ayrı gruba çok kolay problemler veriyorlar. Ve çocuklar problemleri çözmeyi başarınca, bir gruba ''Sen zeki olmalısın'' diğer gruba '' Sen çok çalışmış olmalısın'' şeklinde tek cümlelik övgüler iletiyor.

16 Nisan 2015 Perşembe

Üstün Zekalı Çocukların Tanısı

Üstün zekalı çocukların tanısı ve parlak çocuklardan ayırt edilmesi konusunda bir çok araştırma ve yazı bulabilirseniz. Bunları toparladığımızda ortaya aslında belirgin farklılıklar çıkıyor. Önemli olan bunları tarafsız olarak iyi gözlemleyebilmek.
Tabi bu durumu belirleyen testlerde var. Bunlardan mutlaka yararlanılmalı. Ama öncesinde anne baba çocuğuna ilgili onun özellik ve yeteneklerine karşı dikkatli olmalı.
Özel çocuklar yazısında belirttiğim gibi bazen karar veremeyiz. Çocuğumuz gerçekten çok mu zeki yoksa biz anne baba olarak tarafsız olamıyor muyuz. Dikkat etmemiz gereken noktalar nelerdir?

Okul Öncesinde Üstün Zekalıların Tespiti için uzmanlar bir çok kriter belirlemişler. Bunları sıraladığımızda

10 Nisan 2015 Cuma

Üze Çocukların yeteneklerinin ve ilgi alanlarının keşfedilmesi -2-


Yetenek gelişiminin ve desteklenmesinin önemini kısaca anlatamayacağımızı düşündüm. 1.kısım linki (http://ustunzekalicocuklarvar.blogspot.com.tr/2015/04/uze-cocuklarn-yeteneklerinin-ve-ilgi.html) Ayrıca bizim kendi çocuğumuz da yaptığımız, yapmaya çalıştığımız destekleme çalışmalarımızı paylaşmak istedim. Her yeteneği keşfetmenin ve ortaya çıkarmanın çok da kolay olmadığını biliyoruz. Bunun nedeni de Üze çocuklarda görülen maymun iştahlılık da diye tabir edebileceğimiz her şeyi yapma ama çabuk sıkılma hevesi.
Bazen biz anne babaların bazen de eğitimcilerin yaptığı bir hatanın sonucunda çocuk ne istediğini bilemez hale gelebiliyor. Zaten onun içerisinde bitmek tükenmek bilmeyen bir merak ve öğrenme isteği var. Yetişkinler tarafından kendisine sunulan her tür bilgi, materyal, kitap, ilgi alanlarını çabucak tüketmeye çalışmak en önemli özellikleri. Ne kadar hızlı verirseniz o kadar çabuk sıkılıp aynı hızla istemediklerine karar verebiliyorlar.
Sadece yeteneğinin olması da tek başına yeterli hale gelmiyor. Çünkü istemesi de gerekiyor. Meğer ki yeteneğinin olduğu konuda çok sıkıştırıldığını üzerine gidildiğini fark etsin hemen kendini geri çekip yapmak istemediğine karar verebiliyor. Biz zaman zaman bu sıkıntıyı yaşadık. Hatamızı fark edip çeşitli önlemler almaya çalıştık. Bazen önlem almakta geç kaldığımız durumlar oldu.
Bunun için de çok sıkılmasına izin vermeden ilgilenebileceği konuları keşfetmek adına kendimizce bir yöntem belirledik. Belirli zaman aralıkları ile (konuya göre değişebiliyordu) değişik konuları incelemeye başladık. Bizimkilere örnek vermek gerekirse ; Amazon Ormanları, Yunan Mitolojisi, Dünyamız, böcekler, tarih, uzay ve gökyüzü, vahşi hayvanlar, iskelet sistemi vb...

8 Nisan 2015 Çarşamba

Üze çoçukların yeteneklerinin ve ilgi alanlarının keşfedilmesi


Yetenek gelişimi, içerisinde aileyi, okulu, öğretmeni, toplumu barındıran karmaşık bir süreçtir. Çocuklar da yetenek gelişimi ise, öncelikle ailenin yönlendirmesi ve desteği ile açığa çıkacaktır. Bazen bu yetenek bastırılamaz bir şekilde çocukta kendini gösterir ancak her yetenek her zaman apaçık karşımızda değildir. Ailenin tutumu ve çocuğun yeteneğini kullanma alanları yaratması bu süreci belirleyecektir.
Bazen de aileler yerine öğretmenler bu görevi üstlenmektedir. Çocuk doğru bir öğretmenle karşılaştığında, yetenek alanlarını tanımaya başlayacaktır. Tabi tercih edilen ikisinin bir arada olmasıdır.

2 Nisan 2015 Perşembe

Devlet okulu mu? Özel okul mu?

Çoçuğumuzun okul yaşı gelmeden önce bile hepimizi en çok meşgul eden soru değil mi? Bu sorunun cevabı bence; Sınıf öğretmeni ve onun hayati rolüdür.

Ister devlet okulu olsun ister özel okul sınıf öğretmeni seçimi başarıya ve geleceğe açılan yol demek.
Idealist bir sınıf öğretmeni bulabildiyseniz ne mutlu size. Çünkü yetenekli ve zeki bir çoçuğun eğitimi şansa bırakılırsa yada başarı düzeyinin altında bir eğitim aldırılırsa kusurlu bir şekilde gelişmesine neden olur. Bu durum ileride hem çocuğu hem de aileyi sıkıntıya sokar.

Şöyle ki, her hangi bir gelişim bozukluğu yada zeka geriliği olan çoçukların gelişimi desteklemek ve kendilerine yetebilecek düzeye gelmelerini sağlamak için bir çok ebeveyn tüm imkanlarını seferber eder. Kendilerinden sonra bu çoçukların ayakları üzerinde durabilmeleri ve mümkünse hayatlarını tek başlarına devam ettirebilmeleri için olanak yaratmaya çalışırlar.
İşte ortalamanın çok üzerinde zekaya sahip olan ve bununla ne yapacağını bilemeyen bu çoçuklara da zeka ve yeteneklerinin nasıl kullanılması gerektiğinin öğretilmesi gerekmektedir. Onların da yardımımıza ihtiyaçları olduğu unutulmamalıdır.

30 Mart 2015 Pazartesi

Üze ve Satranç

Üze çoçuk yetiştirmenin en zor tarafı onların bitmek tükenmek bilmeyen enerjilerine ayak uydurmak zorunda olmanızdır. Fiziksel enerjilerinin yanı sıra hiç bitmeyen sorularıyla da baş etmeniz gerekmektedir.
Bazı günler kendinizi hem ruhsal hemde fiziksel olarak bitmiş hissetmeniz ise çok normaldir. (bazı kelimesi sanırım iyimser bir yaklaşım oldu)

 Fiziksel etkinliklerin yanı sıra çoçuğun ilgi alanına göre  resim, müzik, satranç kurslarına gitmesi enerjisini dağıtmasına katkı sağlayacaktır.

Bizim seçimimiz ise satrançtan yana oldu. Satrancın çoçuklar da dikkat eksikliği ve hiperaktiviteye iyi geleceği ilk söylendiğinde bana hiç de inandırıcı gelmemişti açıkcası. Satranç gibi dikkat isteyen ve uzun süre oturmayı gerektiren bir sporu durduğu yerde duramayan bir çocuk nasıl yapabilirdi ki...
Oysa durum tahminimin tam tersi oldu satranç dikkat eksikliğini gidermesin de çok etkili oldu. Başka veliler ile de konuştuğum da onların da sonuçtan aynı derecede memnun olduklarını gördüm.

Bu sporu denemenizi tavsiye ederim ayrıca yapılan araştırmaya göre bir satranç maçında yakılan enerji bir sporcunun 1500 metre koşmasına eş değermiş. Bir taşla iki kuş :-))

26 Mart 2015 Perşembe

Özel Çoçuklar

Çoçuğunuz da bir farklılık olduğunun hep farkındaydınız ama bütün ebeveynler için çoçukları farklı değil midir zaten...
Bu iki düşünce arasında gidip gelmek  hangisinin doğru olduğunu anlayabilmek için uzun uzun çoçuğunu inceleyen anne babalar  yalnız değilsiniz. Bir çoğumuz aynı duyguları aynı sıkıntı ve endişeleri yaşadık.
Şimdi ise geriye baktığımda çok uzun bir yol kat ettiğimizi görüyorum.  Kızımızın özel bir çocuk olduğunu tahmin edeli 8 sene,  tanısının konulmasının üzerinden ise 6 seneden fazla zaman geçti. Belki 6 senenin çok da uzun olmadığını düşünenler olabilir ama biz bu 6 senenin her gününü onun için daha fazla ne yapabiliriz diye araştırarak geçirdik.
Bu süreçte çok zorlandığımız hiç yardım ve bilgi alamadığımız zamanlar olduğu gibi  bu farklılığı hiç önemsemeyen, her çocuk üstündür  takılmayın bu kadar diyenlerde oldu.
Ama biz takıldık... Ve çok yol aldık....

Eğer siz de takıldıysanız bu yolda beraber devam edelim.

Bu süreçte aldığımız yolu sizlerle paylaşmak ve yapabilirsem bu yolu sizler için biraz da olsa kolaylaştırmak isterim.Umarım deneyimlerimiz sizin yardımcınız olur. Umarım sizler de deneyimlerinizi ve bilgilerinizi burada bizimle paylaşırsınız. Hiç birimiz bu konu da uzman olmasakta bu çoçuklardan bir tane yetiştirmenin ne kadar zor olduğunu ve yardımsız yol almanın güçlüklerini biliyoruz. Hep beraber ilerlersek çoçuklarımızı da daha ileriye taşıyacağımıza inanıyorum.

Sevgiyle ve beraber kalın.