İLHAM KEDİSİ MEYDAN OKUMANI KABUL EDİYORUM !
İlham Kedisi o kadar güzel bir
proje başlatmış ki yakın zamanda fenomen haline geleceğinin sinyallarini
veriyor. Hunharca bir katılım
olacağından hiç şüphem yok!
Birçoğunuz konuyu biliyorsunuz
ve katıldınız belki de ama ben bilmeyenler için kısaca açıklamak istemiyorum.İlham
kedisi bir gün youtube da gezerken.... İlker Gümüşoluk’un yaptığı bir videoya
rastlar. Ünlülerle sohbet eden İlker Gümüşoluk onlara klişeleşmiş sorular
yerine birine gerçekten değer verdiğiniz de ve gerçekten o kişiyle yakınlaşmak
istediğinizde soracağınız tarzda sorular yöneltir. Bu videolarladaki samimiyet
ve içtenlikten etkilenen İlham kedisi, İlker Gümüşoluk’a ulaşır ve bu soruları
kullanma izni alır.
Bloğunda bu soruları paylaşan
İlham Kedisi, bizleride bu soruları sormaya ve yanıtlamaya daha doğrusu MEYDAN
OKUMAYA davet ediyor. Her güne bir cevap...
Sorular şu şekilde;
1. Nasıl bir apartmanda büyüdün?
2. Çocukluk eğlencen neydi?
3. Yedi yaş pantolonunu bulsak cebinden ne çıkardı?
4. Çocukluk kahramanın kimdir?
5. Gereksiz bir yeteneğin var mı?
6. Hastası olduğun bakkal ürünü hangisi?
7. En saçma zevkin?
8. En büyük çılgınlığın?
9. Çocukken en çok korktuğun şey?
10. En sevdiğin ve sevmediğin özelliğin?
11. Karşı cins karşısında en çok utandığın an?
12. En maskulen/feminen yanın nedir?
13. Asla cesaret edemeyeceğin bir şey?
14. En sevdiğin fiziksel acı?
15. Almış olduğun en saçma teklif?
16. Kendini çok değerli hissettiğin bir an var mı?
17. Annenden ve babandan ne öğrendin?
18. Hangisi daha olası; cadı, vampir, kurt adam? Ve tabii ki neden?
19. Manzarasız müthiş bir daire mi, manzaralı tek odalı bir daire mi?
20. Hayat sana ne öğretti?
Bir de bu röportajlardan birisini eklemiş, bende İlham Kedisinin paylaştığını sizlerle paylaştım. Çünkü bu onun en sevdiklerindenmiş. Bu projede ona ait olduğuna göre onun sevdiğini paylaşmak bana daha doğru geldi. :-)
Ben İlham Kedisinin yaptığı şeyi çok zekice ve kendine güven kokan bir
yaklaşım olarak gördüğüm için katılmaya karar verdim. Kendisini tanımasam bile
bu şekilde girişimçi ve akıllıca bir yaklaşımda bulunduğu için onu desteklemek
adına katılmaya karar verdim. Bu işlemi usulüne uygun izin alarak yaptığı için
katılmaya karar verdim. En önemlisi de büyük bir istekle ve keyifle bu işe
sarıldığını gördüğüm için katılmaya karar verdim. Sizlerin de bu şekilde
girişimci yetenekli arkadaşlarımızı destekleyeceğinize inanıyorum.
Ve birinci soruyla başlıyorum...
1. Nasıl bir apartmanda büyüdün?
İstanbul’un göbeğinde altı katlı bir apartmanın 4.
Katında tam 19 sene geçirdim. Şu günlerde çok rastlanmayan bir ‘komşuculuk
hareketinin’ içerisinde olan bir apartmandı! Herkesin kapısı açık çocuklar bir
o evde bir bu evde büyüdük. Karşı komşu evde un kalmadığında kapımızı
rahatlıkla çalıp komşum 1 bardak un verirmisin dediği, okula gitmeden alt
komşuya inip saçlarımı ördürdüğüm bir apartmandı.
Çoçukların kapısında oyun oynadığı, okullarına
yürüme mesafesinde olan bir apartmandı. Çocukluğun verdiği gözle baktığında
güzel anıların olduğu ama yetişkin gözüyle baktığımda olayların bitmediği bir
apartmandı. Apartmandaki çocuklarla iç içe yaşadığında annesinin babasından yediği
dayağı öğrendiğin, kendisine sen evlatlıksın diyenlere kızıp omzunda ağlayanları
teselli ettiğim bir apartmandı.
Bu soru ile geriye gittiğimde uzun süredir
düşünmediğim olayları hatırladım. Bunların içerisinde hatırlamayı hiç
istemediğim şeyler olduğunu da düşünürken gülümseten şeyler olduğunu da görüyorum.
Şunu söyleyebilirim bu apartmanda ben sadece yaş almadım hayata dair çok şeyler
öğrendim.
Belki soruya değişik bir şekilde cevap verdim ama
nasıl bir apartmanda büyüdüğümü düşündüğümde aklıma gelenler bunlardı... demek
doğru cevap bu diye düşündüm... ben böyle bir apartmanda büyüdüm.
Siz nasıl bir apartmanda büyüdünüz?
Ne güzel bir apartmanmış orası.Şimdi aynı komşulukları,paylaşımları bulmak daha zor gibi geliyor.Ben apartmanda büyümedim.Tek katlı bir evdi bizimkisi.Bütün mahallenin birlikte imece usulü işlerini hallettiği,düğünlerde,cenazelerde tüm mahallenin seferber olduğu,hastalıkta çorba getiren komşuların olduğu,mahalledeki çocuklarla türlü türlü oyunların oynandığı, akşamları mahalledeki dut ağacının altında buluşup sohbet edildiği,toprağa bastığınız bir yerde büyüdüm.Şimdi apartmanda yaşıyorum.Ve bunların hiçbirini bulamıyorum maalesef.
YanıtlaSilYeni farkettim bu prjeyi.Gerçekten de farklıymış.Kisiye ulasması çok zekice gercekten :)
YanıtlaSilSizinki daha güzelmiş. Keşke bizde çocuklarımızı böyle bir ortamda büyütebilsek. Şimdiyse en az 30-40 haneli apartmanlarda kapıdan giriş çıkışlarda bile birbirine selam vermeyen insanların yaşadıkları koca koca binalarda oturuyoruz. Bazı şeyleri çok özlüyorum.
YanıtlaSilBende sizin gibi düşünüyorum. Farklı ve incelikli. Hergün yazmaya devam :-)
YanıtlaSilHoş ve farklı bir yazı olmuş öyle bir apartmanda yaşamanız büyük şans..
YanıtlaSilŞimdi ki çocuklar bu kadar şanslı değiller maalesef. Apartmanda oturunları tanımıyorlar bile bırakın arkadaşlığı...
SilAh ah ah ben bu yazıya, anlattıklarına ve meydan okumadan bahsedişine bayıldım!
YanıtlaSilBüyüdüğün apartman ile ilgili anlattıklarına bakınca bir an yine kendi çocukluk apartmanım geldi gözümün önüne. Çünkü evlatlıksın diyenleri teselli etmekten bahsetmişsin ve bu bana o kadar tanıdık bir hikaye olarak geldi ki! Ben teselli eden degildim, teselli edilen de degildim hatta. Ama demek ki küçük yaşlarda can yakmak için uydurulan bir şeymiş bu ki, bana da bir arkadasım (belli ki beni pek sevmemiş) ''sen evlatlıksın annemler söyledi ama sana söylememem için de tembihlediler'' demiş. Muhabbeti hala hatırlıyor olsam da, verdiğim tepkiyi ben hatırlamıyorum.Ama annemin anlattıklarından biliyorum. 3 gün ne annemle ne de babamla konuşmamışım. Sordukları sorulara tek kelime cevap dahi vermemişim. Yüzlerine bakmamışım. Kendi köşeme çekilmişim ve tamamen içime kapanmışım. Bi şekilde beni zorlayıp ''sana ne oldu kızım'' diyen anneme üçüncü günün sonunda ''sen benim annem degilsin ki, neden soruyosun'' diye aglayarak cevap vermişim. Böylece aile olarak delirmekten kurtulmuşuz, yalan gün yüzüne çıkmış.
6 yaşındaki çocuklar çok mu tehlikeli ne?
Sevgiler kocaman!
Yazmaya devam, keyifle takipteyim :)
Bazen çocuklar çok acımasız olabiliyor değil mi :-)) masumiyet aslında kime nasıl zarar vereceğini düşünememekten kaynaklanıyor. Yazıya devam edeceğim tabi ki:-) bende takipteyim sevgiler...
Silişte aynı oyle bir apartmanda buyudum bende :)
YanıtlaSilSiz de şanslı gruptansınız demek :-)))
SilMeydan okuma da neymiş demiştim bloguna ilk geldiğim zaman.. ancak fırsat buldum bakmaya.. Çok güzel bir iş çıkmış ortaya..
YanıtlaSilBir türlü seriyi tamamlayamadım ama :-((( araya o kadar çok iş girdi ki... bu aralar bir talihsizliktir dolanıyor hadi hayırlısı
SilSağlığınız.yerinde olsun da ailecek, gerisi teferruat: )
SilTeşekkür ederim, inşallah iyileşeceğiz. Bu kış bir bitsin :-))
YanıtlaSil