24 Şubat 2017 Cuma

İLHAM KEDİSİ MEYDAN OKUYORUM!!



İLHAM KEDİSİ MEYDAN OKUMANI KABUL EDİYORUM !     

  İlham Kedisi o kadar güzel bir proje başlatmış ki yakın zamanda fenomen haline geleceğinin sinyallarini veriyor.  Hunharca bir katılım olacağından hiç şüphem yok!

     Birçoğunuz konuyu biliyorsunuz ve katıldınız belki de ama ben bilmeyenler için kısaca açıklamak istemiyorum.İlham kedisi bir gün youtube da gezerken.... İlker Gümüşoluk’un yaptığı bir videoya rastlar. Ünlülerle sohbet eden İlker Gümüşoluk onlara klişeleşmiş sorular yerine birine gerçekten değer verdiğiniz de ve gerçekten o kişiyle yakınlaşmak istediğinizde soracağınız tarzda sorular yöneltir. Bu videolarladaki samimiyet ve içtenlikten etkilenen İlham kedisi, İlker Gümüşoluk’a ulaşır ve bu soruları kullanma izni alır.

   Bloğunda bu soruları paylaşan İlham Kedisi, bizleride bu soruları sormaya ve yanıtlamaya daha doğrusu MEYDAN OKUMAYA davet ediyor. Her güne bir cevap...

Sorular şu şekilde;
1.     Nasıl bir apartmanda büyüdün?

2.     Çocukluk eğlencen neydi?

3.     Yedi yaş pantolonunu bulsak cebinden ne çıkardı?

4.     Çocukluk kahramanın kimdir?

5.     Gereksiz bir yeteneğin var mı?

6.     Hastası olduğun bakkal ürünü hangisi?

7.     En saçma zevkin?

8.     En büyük çılgınlığın?

9.     Çocukken en çok korktuğun şey?

10.     En sevdiğin ve sevmediğin özelliğin?

11.     Karşı cins karşısında en çok utandığın an?

12.      En maskulen/feminen yanın nedir?

13.     Asla cesaret edemeyeceğin bir şey?

14.     En sevdiğin fiziksel acı?

15.     Almış olduğun en saçma teklif?

16.     Kendini çok değerli hissettiğin bir an var mı?

17.     Annenden ve babandan ne öğrendin?

18.     Hangisi daha olası; cadı, vampir, kurt adam? Ve tabii ki neden?

19.     Manzarasız müthiş bir daire mi, manzaralı tek odalı bir daire mi?

20.     Hayat sana ne öğretti?
Bir de bu röportajlardan birisini eklemiş, bende İlham Kedisinin paylaştığını sizlerle paylaştım. Çünkü bu onun en sevdiklerindenmiş. Bu projede ona ait olduğuna göre onun sevdiğini paylaşmak bana daha doğru geldi. :-)





Ben İlham Kedisinin yaptığı şeyi çok zekice ve kendine güven kokan bir yaklaşım olarak gördüğüm için katılmaya karar verdim. Kendisini tanımasam bile bu şekilde girişimçi ve akıllıca bir yaklaşımda bulunduğu için onu desteklemek adına katılmaya karar verdim. Bu işlemi usulüne uygun izin alarak yaptığı için katılmaya karar verdim. En önemlisi de büyük bir istekle ve keyifle bu işe sarıldığını gördüğüm için katılmaya karar verdim. Sizlerin de bu şekilde girişimci yetenekli arkadaşlarımızı destekleyeceğinize inanıyorum.

Ve birinci soruyla başlıyorum...

1.     Nasıl bir apartmanda büyüdün?


İstanbul’un göbeğinde altı katlı bir apartmanın 4. Katında tam 19 sene geçirdim. Şu günlerde çok rastlanmayan bir ‘komşuculuk hareketinin’ içerisinde olan bir apartmandı! Herkesin kapısı açık çocuklar bir o evde bir bu evde büyüdük. Karşı komşu evde un kalmadığında kapımızı rahatlıkla çalıp komşum 1 bardak un verirmisin dediği, okula gitmeden alt komşuya inip saçlarımı ördürdüğüm bir apartmandı.

Çoçukların kapısında oyun oynadığı, okullarına yürüme mesafesinde olan bir apartmandı. Çocukluğun verdiği gözle baktığında güzel anıların olduğu ama yetişkin gözüyle baktığımda olayların bitmediği bir apartmandı. Apartmandaki çocuklarla iç içe yaşadığında annesinin babasından yediği dayağı öğrendiğin, kendisine sen evlatlıksın diyenlere kızıp omzunda ağlayanları teselli ettiğim bir apartmandı.

Bu soru ile geriye gittiğimde uzun süredir düşünmediğim olayları hatırladım. Bunların içerisinde hatırlamayı hiç istemediğim şeyler olduğunu da düşünürken gülümseten şeyler olduğunu da görüyorum. Şunu söyleyebilirim bu apartmanda ben sadece yaş almadım hayata dair çok şeyler öğrendim.

Belki soruya değişik bir şekilde cevap verdim ama nasıl bir apartmanda büyüdüğümü düşündüğümde aklıma gelenler bunlardı... demek doğru cevap bu diye düşündüm... ben böyle bir apartmanda büyüdüm.

Siz nasıl bir apartmanda büyüdünüz?










14 yorum:

  1. Ne güzel bir apartmanmış orası.Şimdi aynı komşulukları,paylaşımları bulmak daha zor gibi geliyor.Ben apartmanda büyümedim.Tek katlı bir evdi bizimkisi.Bütün mahallenin birlikte imece usulü işlerini hallettiği,düğünlerde,cenazelerde tüm mahallenin seferber olduğu,hastalıkta çorba getiren komşuların olduğu,mahalledeki çocuklarla türlü türlü oyunların oynandığı, akşamları mahalledeki dut ağacının altında buluşup sohbet edildiği,toprağa bastığınız bir yerde büyüdüm.Şimdi apartmanda yaşıyorum.Ve bunların hiçbirini bulamıyorum maalesef.

    YanıtlaSil
  2. Yeni farkettim bu prjeyi.Gerçekten de farklıymış.Kisiye ulasması çok zekice gercekten :)

    YanıtlaSil
  3. Sizinki daha güzelmiş. Keşke bizde çocuklarımızı böyle bir ortamda büyütebilsek. Şimdiyse en az 30-40 haneli apartmanlarda kapıdan giriş çıkışlarda bile birbirine selam vermeyen insanların yaşadıkları koca koca binalarda oturuyoruz. Bazı şeyleri çok özlüyorum.

    YanıtlaSil
  4. Bende sizin gibi düşünüyorum. Farklı ve incelikli. Hergün yazmaya devam :-)

    YanıtlaSil
  5. Hoş ve farklı bir yazı olmuş öyle bir apartmanda yaşamanız büyük şans..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şimdi ki çocuklar bu kadar şanslı değiller maalesef. Apartmanda oturunları tanımıyorlar bile bırakın arkadaşlığı...

      Sil
  6. Ah ah ah ben bu yazıya, anlattıklarına ve meydan okumadan bahsedişine bayıldım!
    Büyüdüğün apartman ile ilgili anlattıklarına bakınca bir an yine kendi çocukluk apartmanım geldi gözümün önüne. Çünkü evlatlıksın diyenleri teselli etmekten bahsetmişsin ve bu bana o kadar tanıdık bir hikaye olarak geldi ki! Ben teselli eden degildim, teselli edilen de degildim hatta. Ama demek ki küçük yaşlarda can yakmak için uydurulan bir şeymiş bu ki, bana da bir arkadasım (belli ki beni pek sevmemiş) ''sen evlatlıksın annemler söyledi ama sana söylememem için de tembihlediler'' demiş. Muhabbeti hala hatırlıyor olsam da, verdiğim tepkiyi ben hatırlamıyorum.Ama annemin anlattıklarından biliyorum. 3 gün ne annemle ne de babamla konuşmamışım. Sordukları sorulara tek kelime cevap dahi vermemişim. Yüzlerine bakmamışım. Kendi köşeme çekilmişim ve tamamen içime kapanmışım. Bi şekilde beni zorlayıp ''sana ne oldu kızım'' diyen anneme üçüncü günün sonunda ''sen benim annem degilsin ki, neden soruyosun'' diye aglayarak cevap vermişim. Böylece aile olarak delirmekten kurtulmuşuz, yalan gün yüzüne çıkmış.
    6 yaşındaki çocuklar çok mu tehlikeli ne?
    Sevgiler kocaman!
    Yazmaya devam, keyifle takipteyim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazen çocuklar çok acımasız olabiliyor değil mi :-)) masumiyet aslında kime nasıl zarar vereceğini düşünememekten kaynaklanıyor. Yazıya devam edeceğim tabi ki:-) bende takipteyim sevgiler...

      Sil
  7. işte aynı oyle bir apartmanda buyudum bende :)

    YanıtlaSil
  8. Meydan okuma da neymiş demiştim bloguna ilk geldiğim zaman.. ancak fırsat buldum bakmaya.. Çok güzel bir iş çıkmış ortaya..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir türlü seriyi tamamlayamadım ama :-((( araya o kadar çok iş girdi ki... bu aralar bir talihsizliktir dolanıyor hadi hayırlısı

      Sil
    2. Sağlığınız.yerinde olsun da ailecek, gerisi teferruat: )

      Sil
  9. Teşekkür ederim, inşallah iyileşeceğiz. Bu kış bir bitsin :-))

    YanıtlaSil

Yorumunuz onaylandıktan sonra görülecektir.