4 Aralık 2017 Pazartesi
Montessori Eğitici Oyuncak -Matematik Dört İşlem
MONTESSORİ
Montessori etkinliği kapsamında aldığımız yeni oyun arkadaşımızı size tanıtmak istiyorum.
Toplama ve çıkarma işlemini çok basit hale getiren bu materyale bizim küçük bayıldı. Zaten basit toplama ve çıkarma işlemini kafadan yapıyordu. Ancak renkli çubuklarla beraber bu işlemleri yapınca hem kolay hemde eğlenceli hale geldi.
Sabah yatakta gözünü açtığı gibi, sayılarım nerde diye soruyor.
Tabi benim ufaklığında sayılara özel bir düşkünlüğü olduğunu belirtmeliyim. Bu set tam ona göre bir hediye oldu.
Fiyatıda çok uygun ilgilenenler olursa diye buradan aldığımı söylemek isterim.
Biz çok faydalandık sizinde faydalanmanız dileğiyle...
6 Kasım 2017 Pazartesi
Mahalli Yerleştirme Sistemi - Veli Tercihli Serbest Kayıt Sistemi
Mahalli Yerleştirme Sistemi – Veli Tercihli Serbest Kayıt Sistemi
Mahalli Yerleştirme Sistemi – Veli Tercihli
Serbest Kayıt Sistemi
Yeni gelen sistemde açıklananlar ve
cevabı olmayan sorular;
1-
Öğrenciler evlerine en yakın 5 okuldan birini tercih
edecek. Bu beş okul onlara tercih sırasında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından
sunulacak.
(Aslında tercih
kısmı sadece 5 seçenek ile sınırlı, kendisine sunulan bu okullardan hiç birine
gitmek istemeyen çocuk ne olacak, özel okula mı gitmeli o zaman)
2-
5 tercih sunulan öğrenci diyelim ki ilk tercihini seçti
ama okul kontejanından daha fazla okula öğrenci talebi oldu, bu durumda
öğrencinin not ortalamasına göre sıralama yapılıp öğrenci kabulu olacak.
(Bu durumda
tercihine kabul edilmeyen öğrenci ne olacak. İkinci bir tercih mi yapacak yoksa
sistem onu ilk boş olan okula mı yerleştirecek)
3-
İsteyen öğrenciler (tercihe bağlı) nitelikli okullar için
sınava girebilecek.
(Nitelikli okul
kavramı nedir? Hangi okullar bu kritere girer? Standartlandırma tam olarak neye
göre? Geçen yıl TEOG’da belli bir puanın üzerinde kalan okullar mı nitelikli
kabul edilecek? İyi bir öğretmen ve müdür/ müdür yardımcı kadrosu olan her yıl
bir önceki yılın başarısının üzerine çıkmış olan okullar, bunlar niteliksiz mi
kabul edilecek? )
4-
Sınava girecek öğrencilere öğrenciler 8. Sınıf ağırlıklı
6-7 ve 8. Sınıf müfredatlarından sorumlu olacaklar. Toplamda 60 soru 90 dakika
olacak.
(Soru sayısı
azalırken müfredatın artması ters orantı değil mi? Bu durumda sorular daha mı
seçici olacak. Her yıl binlerce Teog birincisi çıkaran bir sınavdan daha seçici
bir sınava geçilmesi beklentisi bilinmekte midir? Bu sınavda hangi derslerden
sorumlu olacak, kaçar soru sorulacak ve katsayıları eşit mi olacak?
5-
Bu sınava giren öğrencilere de 5 tercih hakkı verilecek. Sınav
sonuçları ve merkezi yerleştirme sonuçları aynı anda açıklanacak.
(Bu sınavda 5
tercihine yerleşemeyen öğrenci ne olacak? Merkezi yerleştirme içinde tercihte
mi bulunacak)
6-
Velinin tercihi dışında öğrenci herhangi bir okula
yerleştirilmeyecek.
(Veli kendisine sunulan
5 okulada çocuğunu göndermek istemezse alternatifi nedir?)
7-
Özel okullar isterlerse MEB’in sınavını kabul edecek,
isterlerse kendi sınavlarını yapabilecekler.
4 Kasım 2017 Cumartesi
TEOG
TEOG
Bugün 46.gün.
Anne babaların çocuklarını gelecekte ne beklediğini bilmediği 46.gün
Çocukların motivasyonlarının dağıldığı, stres içerisinde geçirdikleri 46.gün
Öğretmenlerin ders anlatmaya, müfredatı takip etmeye ve dağılan çocukları toparlamaya çalıştıkları 46. gün.... Varmaya çalıştıkları hedefte saatlerin bile önemli olduğu 46 gün...
TEOG |
Bir günde kalkan ama hala ne olacağı ne geleceği bilinmeyen TEOG... bugün 46. gün...
En geç bir haftada diye başlayıp, sonra en geç bir ay içerisinde denilen, her hafta 1-2 gün içinde diye uzatma verilen 46.gün...
Bir buçuk milyon öğrenci, aileleri ve öğretmenler için geçmeyen 46. gün....
Sınav var mı yok mu o bile belli olmayan 46 uzun çok uzun gün ve gece....
Çocuklarımız, en kıymetli varlıklarımız, ülkemizin geleceği, gözümüzün nurları....
Size güveniyoruz.
Karşınıza çıkan tüm engelleri, tüm belirsizlikleri, tüm imkansızlıkları aşacak yürek, güç ve başarma azmi sizlerde mevcut.
'' Muhtaç Olduğun Kudret Damarlarındaki Asil Kanda Mevcuttur'' demiş ATAM...
Yolunuz açık, bahtınız güzel olsun....
2 Kasım 2017 Perşembe
Küçük Bir Çocuk / Helen Buckley
Bu şiiri her okuyuşumda yüreğimin bir yeri cız eder, gözlerim hafiften dolar, çok üzülürüm o küçük çocuğa. Harcanan yeteneklere, harcanan umutlara ve geleceğe.
Sonra kendi çocukluğum gelir aklıma artık üzülmek için çok geçtir.
Kendi çocuklarımı düşünürüm yeteneklerinin bu şekilde sonlanmaması için elimden geleni yapacağıma kendime söz veririm...
İşte hep bu şekilde etkilemiştir bu şiir beni...
Bir gün küçük bir çocuk okula başladı.
Çocuk oldukça küçüktü
Ve okul oldukça büyüktü.
Ama küçük çocuk
Dışarıdaki kapıdan içeri girince
Sınıfına gidebileceğini fark etti.
Mutluydu
Ve okul artık gözüne
Eskisi kadar büyük görünmedi.
Çocuk oldukça küçüktü
Ve okul oldukça büyüktü.
Ama küçük çocuk
Dışarıdaki kapıdan içeri girince
Sınıfına gidebileceğini fark etti.
Mutluydu
Ve okul artık gözüne
Eskisi kadar büyük görünmedi.
Küçük çocuk okula başladıktan bir süre sonra,
Bir sabah öğretmen, “Bugün bir resim yapacağız” dedi.
“Güzel!” diye düşündü küçük çocuk.
Her tür resim yapmayı severdi;
Aslanlar ve kaplanlar,
Tavuklar ve inekler,
Trenler ve gemiler…
Hemen boya kalemi kutusunu çıkardı
Ve çizmeye başladı.
Bir sabah öğretmen, “Bugün bir resim yapacağız” dedi.
“Güzel!” diye düşündü küçük çocuk.
Her tür resim yapmayı severdi;
Aslanlar ve kaplanlar,
Tavuklar ve inekler,
Trenler ve gemiler…
Hemen boya kalemi kutusunu çıkardı
Ve çizmeye başladı.
Ama “Bekle!” dedi öğretmen,
“Daha başlama zamanı gelmedi!”
Ve öğretmen herkesin hazır olmasını bekledi.
“Şimdi” dedi öğretmen,
“Çiçek resmi çizeceğiz.”
“Güzel!” diye düşündü küçük çocuk,
“Daha başlama zamanı gelmedi!”
Ve öğretmen herkesin hazır olmasını bekledi.
“Şimdi” dedi öğretmen,
“Çiçek resmi çizeceğiz.”
“Güzel!” diye düşündü küçük çocuk,
Pembe, turuncu ve mavi kalemleriyle
Güzel çiçekler çizmeyi çok severdi.
Ama “Bekle!” dedi öğretmen,
“Size nasıl çizileceğini göstereceğim.”
Ve yeşil saplı kırmızı bir çiçek çizdi.
“İşte” dedi öğretmen,
“Şimdi başlayabilirsiniz.”
Güzel çiçekler çizmeyi çok severdi.
Ama “Bekle!” dedi öğretmen,
“Size nasıl çizileceğini göstereceğim.”
Ve yeşil saplı kırmızı bir çiçek çizdi.
“İşte” dedi öğretmen,
“Şimdi başlayabilirsiniz.”
Küçük çocuk öğretmeninin çiçeğine baktı,
Sonra kendi çiçeğine baktı.
Kendi çiçeğini öğretmeninkinden daha çok sevdi
Ama bunu söylemedi.
Kağıdının arkasını çevirdi,
Ve öğretmeninki gibi bir çiçek çizdi.
Yeşil saplı kırmızı bir çiçekti.
Sonra kendi çiçeğine baktı.
Kendi çiçeğini öğretmeninkinden daha çok sevdi
Ama bunu söylemedi.
Kağıdının arkasını çevirdi,
Ve öğretmeninki gibi bir çiçek çizdi.
Yeşil saplı kırmızı bir çiçekti.
22 Mart 2017 Çarşamba
Bloglar Arası Röportaj
Herkese Merhaba,
Bloglar arası röportajı ilk gördüğümde sonucunun bu kadar hoş olacağını ve bana yeni bir arkadaş kazandıracağını inanın tahmin edemezdim. Annesinin Prensesi bloğunun sahibi arkadaşımız bu etkinlik için sana teşekkürlerimi ve sevgilerimi sunarım. Beni şapşik anne ile eşleştirdiğin ve bu kadar tatlı, özel ve şirin bir anne ile tanışma fırsatı yarattığın için seni hiç unutmayacağım. :-))
Sevgili şapşik anne bloğunun sahibi güzel arkadaşımla yaptığım röportajı okuduktan sonra arkadaşımın bloğunu alt üst etmeyi unutmamanız dileği ile... hepinize sevgiler....
1- Bloğu ilk gördüğümde çok güzel bir blog ismi diye düşünmüştüm niye ben akıl edemedim ki :-))) neden şapşik anne ?
Eşim bana hep sapşik der. Biraz sakar ve oldukça unutkanım. Şapşik anne oradan geliyor: ))
2-Blog yazmak nereden aklına geldi çok vaktini alıyor mu bu işi yapmaktan memnunmusun, bazı bloglarda görüp kıskanıyorum :-)) çok güzel arkadaşlar bulmuşlar senin de blog arkadaşların var mı? ( artık ben varım tabi ki )
3- Çocuklu hayat nasıl, sanırım mesleğini bırakmışsın yada ara vermişsin, çok da güzel bir mesleğin var tabi, bu kararı nasıl verdin?
Çocuklu hayata aslında hala alışamadım desem abartmış olur muyum emin değilim: ) Ertuğrul' un bir dönem haftada 4 gün dersi vardı. Yarım gün gidiyordu. Ikimiz de yoruluyorduk. Dersten geri kalan zamanda hasta bakarsam aklım Ertuğrul da oluyordu. Tamam annem ilgileniyordu ve muayenehanede yanımda idi, yine de aklımın yarısı onda oluyordu. Hasta gelmesin diye beklediğim zamanlar oluyordu. Hasta olmadığı zaman da hasta gelmezse de niye gelmiyor yanlış bir şey mi yaptım diyordum.. Yani ne işte ne annelikte tam olamıyor yarım kalıyordum. Okuduğum yazılar, Ertuğrul un tepkilerinde gördüklerim beni işi bir süre bırakma fikrine itti. okulunun öğretmenlerinin de fikrini aldım,onlar da iyi olur deyince kapattık muayenehaneyi. Ilk fikrim 6~7 ay kadar durur tekrar çalışırım idi ama şu an da Ertuğrul gerçekten toparlanıp bensiz durduğu zaman ancak diyorum..Zaten 7 ay dolmak üzere ve Ertuğrul henüz yürümüyor oturmuyor bile..
7 Mart 2017 Salı
İLHAM KEDİSİ MEYDAN OKUYORUM ! 2
İLHAM KEDİSİ MEYDAN OKUYORUM !
-2-
Ne kadarda geç kaldım ikinci
seriyi yazmaya. Maalesef bu aralar hastalıktan başımız kalkmadı. Evde çoluk
çocuk herkes hastaydı. Hem de ne hastalık. Ateşler, serumlar ve iğneler
eşliğinde. Neyse bu aralar biraz toparlandık.Havalarda bahara dönerken umuyorum
son hastalıktı atlattığımız.
Gecikme nedenini açıkladıkdan sonra gelelim meydan okumamıza...
Gecikme nedeni ile 2.ve3. soruları bir arada yanıtlamak istiyorum.
2. Çocukluk eğlencen neydi?
Benim zamanımın bütün çocukları gibi –maalesef şu dönemdeki çocukların çoğu
bu keyiften mahrum- sokakta oyun oynamaktı. Çok normal gibi değildi benim sokak
maceralarım. Kız çocuğu gibi yaşamadım o süreçleri. En yaramaz en beter erkek
çocuklarını mumla aratırdım. Rahmetli babaannem
her yerde ‘6 tane erkek çocuğu büyüttüm toplasan şu kız etmezdi’ derdi.
Sokakta oyun maceralarımda bu kapsamda geçiyordu tabi. Uslu kız çocukları gibi
seksek atlayıp evcilik oynamazdım yani.
Asırlık ceviz agaçlarının en
tepesine çıkıp 5.katta olan evimizin balkonu ile aynı hizaya gelip anne diye
bağırmaktan keyif alan, saklambaç oynarken çatıya çıkıp yan apartmanın damına
atlayan (6 katlı apartman), kalorifer dairesinde yüzünü kömürle boyayıp diğer
çocukları korkutan bir çocuktan bahsediyorum.
Kısacası benim çocukluk eğlencem her tür yaramazlık ve haylazlıktı.
Ne alakasız resim demeyin. Çocukluğumu düşündüğümde ve bu resme baktığımda aynı huzuru duyduğumu farkettim. :-)
2 Mart 2017 Perşembe
7 Yaşındaki Kız Google'a İş Başvurusunda Bulundu
- Gelen Cevap Neydi Sizce ?
7
Yaşındaki Chole Bridgewater Google’ın ofislerine ait fotoğraflarını interte
görür ve babasına burada çalışmak istediğini söyler. Babası da o zaman Google
bir mektup yazması konusunda kızını cesaretlendirir.
Bu
yazıyı okurken istemdışı bir şekilde yaşadığım ülke ve kendi toplum yapımızla karşılaştırma
yaparak okudum. O yüzden yazarken de bu şekilde devam etmek istiyorum.
Şimdi,
yaşadığınız çevrede yada ailenizde ki kaç baba çocuğunu Google’a gibi bir
firmaya iş başvurusu yapması konusunda teşvik ederdi? Teşvik etmek yerine
çocuğu ben bir mektup yazdım Google’a iş başvurusunda bulundum. Mektubu mu gönderir
misin diyen çocuğuna tabi tatlım gönderirim derdi.
Yada
şunlardan birini mi söylerdi ‘- üf şimdi bu saçmalıkla uğraşacak vaktim yok, - ne
iş başvurusu mu sen kaç yaşında olduğunu biliyormusun, - hahaha çok komik küçük
bir kızsın, - bak şimdi kızım iş başvurusu yapabilmek için önce ilkokulu sonra
ortaokulu sonra lise ve üniversiteyi bitirmen gerekli...sonrada.. ‘ diye devam
eden cümleler.
Neyse
gelelim küçük Chole’nin yazdığı mektuba.
Mektup
şöyle ;
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)